İstanbul gibi büyük ve karmaşık bir şehirde birine güvenmek bazen gerçekten zor olabiliyor. Hele ki konu tanışmalar, sohbetler ya da özel paylaşımlar olduğunda, insanlar doğal olarak önce “Gerçek mi?”, “Güvenilir mi?”, “Nasıl biri acaba?” diye düşünüyor.
Son zamanlarda sosyal medyada ve bazı platformlarda sıkça adı geçen biri var: Bulgar travesti Eva.
Peki insanlar onun hakkında neler söylüyor? İşte İstanbul Bulgar travesti Eva hakkında gerçek yorumlar, duyduğumuz, okuduğumuz ve birebir deneyimleyenlerden gelen samimi görüşlerle aşağıda:
🌟 “Güler yüzü ve samimiyeti ilk dakikada hissettiriyor.”
“İstanbul’da birçok kişiyle tanıştım ama Eva gerçekten çok farklı. Hem dış görünüş olarak çok özenli hem de konuşurken sana kendini değerli hissettiriyor. Hiç yapmacık değil. Bulgar aksanı zaten çok tatlı geliyor, konuşmaları bile ayrı bir hava katıyor.”
👠 “Kendine çok bakıyor, hijyen takıntılı diyebilirim.”
“İlk izlenim benim için her zaman çok önemli. Eva’yla buluşmadan önce biraz tedirgindim ama eve girdiğimde ortam tertemizdi, kendisi zaten mis gibi kokuyordu. Kıyafet seçimi, saç, makyaj… Hepsi özenle hazırlanmıştı. Bence bu çok kıymetli.”
💬 “Sadece vakit geçirmek değil, sohbet etmek için de harika biri.”
“O gün moralim çok bozuktu. Açıkçası biraz kafa dağıtmak için gitmiştim ama bir baktım, iki saat boyunca hayat üzerine konuşmuşuz. Dert ortağı gibi, dinliyor, yargılamıyor. Gerçekten empati yeteneği yüksek.”
❗“Dürüstlük konusunda tek kelimeyle net!”
“Eva’yla ilk mesajlaştığımda neyse, yüz yüze geldiğimizde de oydu. Ne abartı ne yalan… Olduğu gibi biri. Zaten insanlar da bu yüzden tekrar tekrar onu tercih ediyor sanırım. İstanbul gibi bir şehirde böyle net ve doğal biri bulmak zor.”
Sonuç: Eva Kimdir Diye Soruyorsan…
Eva, İstanbul’un kozmopolit ruhunu taşıyan, kendine has duruşuyla dikkat çeken bir Bulgar travesti birey. Hakkında yazılanlar, çizilenler kadar yaşayanların deneyimleri de önemli. Ve görünen o ki, İstanbul Bulgar travesti Eva hakkında gerçek yorumlar genel olarak oldukça olumlu.
İnsanlar onun dürüstlüğünü, temizliğini, enerjisini ve en çok da insanlığına vurgu yapıyor.
Eğer bir gün yolun düşerse, sadece vakit geçirmek değil, belki biraz gülmek, belki içini dökmek istersen, Eva seni dinlemeye hazır biri olabilir. Çünkü bazen aradığın şey sadece bir yüz değil, samimi bir yürektir.
İstanbul’un sabah trafiğini atlattıktan sonra, buluşma yerine ulaştığımda Eva beni kapıda bekliyordu. Üzerinde sade ama zarif bir elbise, yüzünde samimi bir gülümseme… İlk dakikadan itibaren, bu röportajın klasik bir “soru-cevap”tan çok daha fazlası olacağını hissettim.
– Merhaba Eva. Seni yakından tanımak isteyenler için kendini biraz anlatır mısın?
Tabii, memnuniyetle… Ben Eva. Aslen Bulgaristanlıyım ama yaklaşık 10 yıldır İstanbul’dayım. Burası artık benim evim gibi. İnsanlar bazen sadece görünüşüme ya da trans kimliğime takılı kalıyor ama ben bundan çok daha fazlasıyım. Dans etmeyi seviyorum, yemek yapmayı da! Ah bir de kahve… Onsuz güne başlamam mümkün değil! (Gülüyor.)
– İstanbul seni nasıl karşıladı? İlk zamanlarda zorluk yaşadın mı?
Açık konuşayım, kolay olmadı. Yalnızdım, dil tam oturmamıştı, insanlar mesafeliydi. Ama zamanla alıştım. Kendime güvenmeyi öğrendim. “Kendin gibiysen, doğru insanlar seni bulur” dedim hep. Ve öyle de oldu. Bugün hâlâ bazı önyargılarla karşılaşıyorum ama umursamıyorum. Çünkü artık kim olduğumu biliyorum.
– Günlük hayatında neler yapıyorsun? Bir günün nasıl geçiyor?
Sabahları genelde müzikle uyanırım. Bazen nostaljik Bulgar parçaları, bazen klasik Türk sanat müziği… Sonra biraz spor, biraz kahve keyfi. Arkadaşlarımla buluşurum, alışveriş yaparım, kitap okurum. Biraz sakin bir hayatım var aslında ama bir o kadar da dolu dolu. İnsanlarla tanışmayı seviyorum, her yeni yüz bana başka bir hikâye katıyor.
– Peki, hakkında yazılanlar, konuşulanlar… Bunlar seni nasıl etkiliyor?
İnsanlar çok şey söylüyor. “İstanbul Bulgar travesti Eva şöyleymiş, böyleymiş…” diyorlar. Bazısı iyi, bazısı önyargılı… Ama ben kendi yolumda yürümeye devam ediyorum. Gerçekten tanıyan zaten beni yargılamıyor. O yüzden dış sesleri kısmayı, içime dönmeyi öğrendim.
– Seni bu kadar özel yapan ne sence?
Samimiyetim diyebilirim. Ben birine zaman ayırıyorsam, sadece “orada bulunmak” için değilim. Gerçekten dinlerim, hissederim. Bunu gören insanlar da “Eva bir başka” diyor. Belki biraz duygusalım, belki biraz fazla romantik… Ama bu benim rengim.
– İstanbul’da travesti birey olmak nasıl bir his?
İnişli çıkışlı. Bir gün herkes gülümsüyor, diğer gün bir bakmışsın yan koltukta oturan seni küçümser gibi bakıyor. Ama bu şehrin büyüsü de burada bence: Her şey bir arada. Kabul de var, önyargı da… Ama ben İstanbul’u seviyorum. Beni ben yapan şehir oldu.
– Son olarak bu röportajı okuyanlara ne söylemek istersin?
Kendinize dürüst olun. Ne hissediyorsanız, o olun. Kimsenin onayını almak zorunda değilsiniz. Ve eğer bir gün İstanbul’un sokaklarında yürürken beni görürseniz, selam verin! Belki bir kahve içer, biraz da hayatı konuşuruz